TÜKENMİŞLİĞİN ZİRVESİ

  • 12 Nisan 2019 16:39

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ile Bornova’da bir kafede kahvaltılı toplantıda tanışmış ve soru sorma şansı elde etmiştik.
Üzerine yapıştırılmaya çalışılan Sivas faciası ve katliamının lekelerini çok kısa sürede temizleyen aydınlık yüzlü inançlı bir siyasetçi profiliydi.
Benim bildiğim onlarca teklife rağmen bulundukları safı terk etmeyenlerden biri.
Dün itibarıyla Fatih Erbakan tarafından Milli Görüşçülerin alın terlerinden artırdıklarıyla sahip oldukları genel merkezleri icra takibine uğratılıp memurlar gözetiminde tahliye ettirildi.
Bunu aktüel haberleri izleyen herkes gördü.
Özellikle 13 üncü ve 15 inci yüzyılın öğretilerine sadık son yüzyılın dini kimlikli eğiticilerinin yetiştirdiği kadroların yaptığı bir dehşete daha tanık olduk.
Oysa memlekette neredeyse her on yılda bir yapılan askeri müdahalelere karşı korunabilmek amacıyla geliştirilen, siyasi partiye yapılan yardımların şahıslar üzerine dağıtarak yeni bir başlangıca sıfırdan başlamama telaşının bir neticesi Necmettin Erbakan üzerine kayıtlı binayı Müslümanca siyaset yapma iddiasıyla babasının mirası gören evladın aymazlığının zirvesiydi yaşanan.
Tüm küçük partilerde olduğu gibi Alparslan Türkeş’de bir çok parti malını ya kendi üstüne yada üst yönetimden güvenilir insanları üstüne yapmıştır.
Mesela hali hazırda İzmir Ülkü Ocakları binası olarak kullanılan yer.
Her şeye rağmen Tuğrul Türkeş ve kardeşleri çıkın buradan ben burayı kiraya verirsem çok kazanırım yada burada şu oluşumu barındıracağım gibi süfli iddialarda bulunmamış aksine ocağın kullanımını teşvik etmiş kira bile almamıştır.
Biri milliyetçi muhafazakar diğeri sadece muhafazakar olan iki öğretinin enteresan uygulaması.
Çınarın dibinde ot bitmez derler ama iki evladın iki ayrı tutumu.
Şunu anlıyoruz ki rahmetli Erbakan hoca küçük sayıda talebe yetiştirmiş lakin kendine nispet edenler yani onun talebesiyiz deyip başka yerlerde koşturanlar dahil evlatlarını yetiştirememiş.
Bu da ahlakın, faziletin, erdemin ve ilkeli olmanın bir inanç gereği değil insanlık gereği olduğunun deli.
En son referansını dinden alanların İstanbul’da kaybettiklerine direnerek haklı olanları mağdur edip kahramanlaştırması aslında dinin değil insanın tercihi olduğunun delilidir.
Din ve dinin referansları insanların başına ela olacak noktadan çıkmalı.
İnanmak kimseye ayrıcalık vermez.
Peygamber bile güçlü olduğu halde Medine’de Yahudiler ile ortak yaşam anlaşması yaparak şehri makul yönetim anlayışına teslim etmiştir.
Baskı ile İslam dışı unsurları dışlamamış yönetime ortak etmiştir.
Nedir bu nezaketsizlik hoyratlık?
Sana yüz vermedi diye binanın gerçek sahiplerini kanun kılıfına saklanıp intikam hırsı ile kapı dışarı etmek ve cezalandırmak çok basit davranış tercihidir.
Ne diyelim eskiden cami cemaatinin semtinde geçse ayıplanacak şeyler şimdi üst seviyelerde yaşanıyor da insanlar hayret etmiyor.
Artık din adına hiçbir önerme kalmadı ama memleketin kurnazları şimdi dini milliyetçilik sosuna bandırıp sunuyorlar ki ömürleri uzasın.
Nereden nereye, zirvede tükeniş.

Bu haber ilgini çekebilir ->  “Konak Belediyesi’nin borç pankartını asın”
YAZARIN SON YAZILARI
ENKAZIN ALTINDA KALMAK - 10 Şubat 2023 13:43
SİYASETTE DEVRİM - 27 Ekim 2022 11:32
KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR - 23 Eylül 2022 10:25
İZMİR DE YENİ SİYASET - 6 Eylül 2022 13:14
KAYBEDEN İSLAM - 19 Ağustos 2022 12:48
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.