“Zorla güzelliğin oluru”

  • 13 Kasım 2017 10:31

Bu sabah taktım… İki fotoğraf gördüm içini estetikle düzeltemeyen, dışını düzeltenlere taktım…

Kaparto doğrultma yaşlarındayız malum…

Estetik ameliyata ayıracak param olmadığı için konu benden öte, benden ziyade ama etrafımda giderek daha fazla ” aa bu bizim bilmemne değil mi ya? Ne olmuş buna dediğim insan oluyor”…

Ağız yanlarımda ki çizgilere derin bunlar doldurt, kaşlarımın arasında ki gergin iki çizikciğe ay bunlara botox yaptır diyen birileri çıkıyor elbette arada… Ama benim için gerçek bir sebep olmadan, böyle bir şey yaptırmak mümkün değil… Bu yüzle yaşlanmayı düşünüyorum… Çünkü beğenmediğim ve değiştirmek istediğim yanlarım yüzümde, dışımda değil… Çok da güzel olduğumdan değil… Yaşama bakışım, tüm derdim nasıl göründüğüm olmadığından…

Kendimi çok çirkin hissettiğim anlar vardır… O zaman tavsiye ederim ananızın yanına gidin benim ki en etkili estetik cerrahtan iyidir…

“Amanda benim dünya güzeli kızım” dedi mi benden güzeli yok…

Ama yine de tavsiyem şu ki… Klinik bir gereklilik yoksa yapmayın ablalar, abiler…

Sizden başka birine benziyorsunuz… Çoğunuz güzel değil “gergin” oluyorsunuz…

Hele de o botox denilen yüzyılın kâbusu…

Bana da arada soruyorlar botox mu var diye… Yok, ama cildim yağlı dolayısıyla fazla çizgide yok… Elmacık kemiklerimde gerçek annemden alıntı… Dişlerde benim önde bir kırık sol arkada 1-2 eksik var… Alt çenede kendi ameliyat ettiğim bir dişte mevcut… Gözlerim büyük filan değil… Makyaj bunlar dostum… Lens takarken anladım benim gözlerim küçük… Kulaklar kepçe, burun azcık büyük mü ne?

Vücudumda estetik yapılsa mutlu olacak çok yer var… Fazla kilo mevcut… Ama yaşta 51 oldu bilader… Babaanneyiz artık… Yapacak bişi yok…

Tüm bunları 50 bin liralık bir bütçeyle çok daha “düzgün” yaparız da, beni daha “güzel” yapamayız…

Çünkü daha “güzel” olunmuyor… Başka bir şey olunuyor… İtici… Gergin… Yapay…

Bu benim fikrim… Hatalı bir burun güzeldir… Kepçe kulaklar iyidir… Yaşlanan bir yüz sizin tüm yaşam değerlerinizi taşır… 50 yaşında göğüsler sarkar azcık… Popo büyür… Bişicik olmaz… Sağlıklı iseniz yeter… Spor yaparsanız çok güzel olur… Yapmayan benim gibi olur… Ben sürekli rejim yapan kadınlardan hiç hazzetmem… “Ay 2 kilo fazlam var” deyip duranlardan, sürekli ” ay yok valla iyisin” iltifatı bekleyen ablalardan nefret ederim… Ama spor yapan herkese imrenirim… Bayılırım… Takdir ederim…

Kendini güzel bulan insanlarla olmayı severim… Bütün derdi güzellik olan insanlarla değil…

Kendini ısrarla beğenmeyenleri de en az estetik delileri kadar sevmem…

İnsan güzeldir be… Kedi güzeldir… Köpek güzeldir…

Ama estetik adı altında yapılan işkence çirkindir…

Estetik Türkiye’de bir kısım kendini yurt dışında biçtiren insanlar dışında 1980’lerin sonu 1990’ların başında patlamış olan ameliyatlar bütünüdür benim için…

Bu haber ilgini çekebilir ->  Bornova’nın simge yapısına onarım

Genelde estetik kaygı için yapıldığı kabul edilmez ”burnumda et vardı”, ”çene kemiğim konuşmamı etkiliyo” gibi gudik sebepler öne sürülür.

Artık ülkemizde de oldukça gelişmiş bir duruma gelen estetik için yurt dışına çıkışlar azalmıştır kanımca. Bunun tek sebebi de 1980’lerde daha bu iş için doktorlar eğitimsizken kendilerini onlara teslim eden sosyetenin cefakâr insanlarıdır.

“Acemi nalbant zanaatını gâvur eşşeğinde bellermiş…”

Bugün cemiyet haberlerinde nerede saçları sarı, tiner koklamış gibi bakan, burun delikleri ramazan pidesi gibi olan bir orta yaş insanı görürseniz bilin ki o vakt-i zamanında estetik cerrahi’nin ilerlemesi için kendisini feda etmiştir. Ajda’ya, Sezen’e, Emel’e o suratların haline bakıp güzel demek, yaşlarından genç görünüyorlar demek düpedüz yalancılıktır… Kötü görünüyorlar çünkü… Bakamıyorsunuz yüzlerine çok uzun…

Adı “estetik” ama herkesi kurtarmayan estetik hale getirmeyen bazısını daha beter eden ameliyattır. Tıp’ın da gücü bir yere kadar canım… İncesindir ama yaşın yetmişse çok iyi bir spor geçmişin yoksa o popo dolgulu dondur Ajdacım…

Çiğnenmiş sakıza hayat verme çabasına benzer estetik… Atarsın ağzına tazecik, diricik sakızı çiğner durursun. Bir zaman sonra sakız diriliğini yitirince soğuk su içip eski kıvamına getirirsin yeniden. Ama o sakız dişlerinin altına ezilip büzülmüş, deforme olmuştur ve bu kez ilkinden daha kısa bir süre sonra soğuk su şoku gerekir… Yine içersin ve yine sakız kendinden geçer… Ve bir noktadan sonra o sakızdan randıman alamazsın hiç… Gençleşmek için yaptırılan estetik operasyonlar da böyledir, cilt yılların ve yaşanmışlıkların götürüsüyle deforme olduktan sonra gerdir, kes, biç ne fayda…

Yapanlara yaptıranlara gerek duyanlara diyecek bir şeyim yok, ben kemerli burunları, göz kenarlarında gülünce çıkan kaz ayaklarını, ağzın kenarında oluşan o gülme efektlerini seviyorum…

Azcık kilolu bir kadın bana daha çekici daha gerçekçi geliyor… Bütün derdi “güzel” olmak olan insanlara Allah kolaylık versin… Herkes yaşlanıyor…

MESELE YAŞLANIRKEN PASLANMAMAK… OLMADIK ŞEYLERE YASLANMAMAK… MUTSUZ RUH HALİYLE OTA BOKA SARIP DÜNYAYI DAR ETMEMEK… HIRSLANMAMAK… DARLANMAMAK…

ARLANMAK… ASIL AMACI UNUTTUNUZ ABLALAR ABİLER…

“İKİ KAPILI BİR HANDAYIZ… BUGÜN VARIZ YARIN DİĞER YANDAYIZ…”

Beni olduğum gibi seven ve hatta hoş bulan herkese teşekkür valla… Aranızda az para toplayın varsa derdiniz önce parayı verin sonra kusur bulun kardeşler…

Olayımız budur, yapacağımız yoktur … Kendimizle barışığız, alayına karşıyız… Fotoğraflarda çok güzel çıkıyorsun diyenler, annem sizi döver valla… Ben onun bir tanecik güzel kızıyım  Hepiniz analarınızın güzel kızları ve oğullarısınız, hepimizin evlatları dünya güzeli… Gençleşmek uğruna çok da dokunmayın yaradanın yarattığına…

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.