O günden sonra hangi noktadayız!

O günden sonra hangi noktadayız!
  • 15 Ağustos 2018 15:35

Kocaeli’de 19 yıl önce meydana gelen, binlerce kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı depremin üzerinden 19 yıl geçti. 17 Ağustos 1999 depremi olarak anılan doğal afetten Türkiye büyük bir ders çıkardı. Aradan geçen sürede okullarda, iş yerlerinde, televizyon yayınlarında deprem ile ilgili eğitimler gerçekleştirildi, kentsel dönüşüm çalışmaları yapıldı. Bugünün anısına bir bildiri yayınlayan Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Orhan Dede Polat, o günü, aradan geçen zamanı ve gelinen noktayı anlattı.

Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos depreminin üzerinden 19 yıl geçti. Hiçbir öncü sarsıntı aktivitesi göstermeden aniden saat 03:02’de meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki depremde, Kocaeli, Sakarya, Yalova, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir ve Zonguldak il sınırları içinde toplam 17 bin 480 vatandaşımız hayatını kaybetti, 24 bin kişi yaralandı ve yüz binin üzerinde insanımız evsiz kaldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Orhan Dede Polat, depremin 19. yıldönümünde o gün yaşananları, aradan geçen zamanı, deprem araştırmaları ve önlemler konusunda bugün gelinen noktayı anlattı.

O günden sonra hangi noktadayız!

DEPREMİN 3 BİLİNMEYENİ HENÜZ ÇÖZÜLEMEDİ

Günümüz teknolojisinin depremlerin yeri, zamanı ve büyüklüğünü klasik yöntemler kullanılarak önceden belirlenemediğini gösterdiğini söyleyen DAUM Müdürü Doç. Dr. Orhan Dede Polat, “Her ne kadar farklı yöntemler üzerinde denemeler ve araştırmalar ülkemizde ve dünyada halen devam ediyor olsa da henüz üç bilinmeyenli denklem sistemi (yer, zaman, büyüklük) çözülebilmiş değildir. Basında zaman zaman çıkan haberler kesin sonuç bildirmekten ziyade, kestirimden ve zorlama yorumdan öteye gidememektedir. Yine de bu farklı metotlar ve yöntemlerle araştırmalarına devam eden gönüllülere ve bilim insanlarına karşı, eğer halk ve yerel yöntemler açısından tedirginliğe, kargaşaya, derin endişe ve kaygıya neden olunmuyorsa, bulgularını-verilerini incelemeden sabit bir bakış açısıyla karşı durmamak ve peşinen ön yargılı olmamak gerekmektedir” dedi.

DEPREM SONRASI TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELER

1999 depremi sonrası Türkiye’de sadece yerbilimsel araştırmalarda değil, kentsel dönüşüm çalışmalarında ve yapı kalitesinin iyileştirilmesi güçlendirilmesi noktasında kayda değer önemli ilerlemeler olduğuna dikkat çeken Polat, “Ege Bölgesi ve bölgenin başkenti konumundaki İzmir, daha yapılacak ve devam etmesi gereken çalışmalar olmakla birlikte aradan geçen son 19 yılda depreme karşı daha hazır hale gelmiştir. Gerek bölgedeki büyükşehir ve ilçe belediyeleri, gerek AFAD İl Müdürlükleri, gerekse İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullardaki eğitimler, tatbikatlar, deprem hazırlıkları, deprem bilinci ve farkındalık düzeyi 19 yıl öncesi ile kıyaslanamayacak ölçüde ilerlemiş düzeydedir. Bu durum Ege Bölgesi ve İzmir için oldukça umut verici olsa da, yine de bir deprem ülkesinde yaşadığımızın bilincinde ve depreme karşı hazırlıklı olmak durumundayız. Halkın dikkatini depremle yaşamayı öğrenmeye, deprem afetine karşı hazırlıklı olmaya ve bunu bir sonraki nesle aktarma kültürü kazanmaya vermesi gerekmektedir” diye konuştu.

Bu haber ilgini çekebilir ->  “Çocukların aydınlık zihinleri rehberimiz olacak”

İZMİR’DE HER 320 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM

İzmir Fayı üzerinde her 320 yılda bir 6.4 ve üzeri büyüklükte toplam 5 deprem meydana geldiğini hatırlatan Polat, şöyle konuştu:

“Somut verilere göre bilgi vermek gerekirse, son 2 bin yılda İzmir ve yakın çevresinde büyüklüğü 7’den fazla olan tek deprem bulunmaktadır: M.S. 177 yılında meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki Göztepe-İzmir depremi. Bunun dışında, ortalama her 320 yılda bir 6.4 ve üzeri büyüklükteki bir depreme kaynaklık eden İzmir Fayı için, 2098 yılına gelmeden çok daha önce, şu sıralar deprem üretecek veya üretebilir demek bilimsel değildir.”

DEÜ İZMİRNET İLE FAYLARI İZLİYOR

İzmir Büyükşehir Belediyesi, AFAD ve Dokuz Eylül Üniversitesi arasında yürütülen bir TÜBİTAK projesi kapsamında 2008 yılında 20 istasyondan oluşan İzmirNet ivme-ölçer yerel deprem istasyon ağı verilerinin, 7 gün 24 saat Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Laboratuvarına aktarıldığını anlatan Polat, son 10 yıllık deprem konumları incelendiğinde İzmir Fayında olağan dışı bir hareketlilik görülmediğini aktardı. Polat, depremin bir doğal afet olduğunu ve sadece öncesini, anını ve sonrasını planlayan aileler, eğitim kurumları ile kamu ve yerel yönetimlerin bu doğal afetin zararlarını en aza indirerek atlatan kesimler olduğunu söyledi.

O günden sonra hangi noktadayız! O günden sonra hangi noktadayız!

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.