Eski Başkan toplantıyı terk etti!

CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu’nun açılış konuşmasında yerelde iktidar olan partisinin belediye başkanları ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini eleştirmesine tepki gösteren CHP Konak İlçe eski Başkanı Aytekin Tunus, salonu terk etti.

AYTEKİN TUNUS: O KADAR ÖN YARGILI KONUŞTU Kİ…

Salondan çıkan Aytekin Tunus, Egepostası’na yaptığı açıklamada, “Burada tartışmamız gereken ülkenin tek adam rejimine gitmesi, ekonomik kriz, kapanan işyerleri olmalıydı. Belediyeleri sorgulayan bir yaklaşımla konuşmaya başladı. Ulaşım sistemini eleştirdi. Danışma kurullarında basın çıktıktan sonra herşey konuşulur. O kadar ön yargılı konuştu ki. Hoş bir tavır olmadı ki. Ben de terk ettim kalmak istemedim. Parti içi tartışmanın ülke gündeminde yoğun olduğu bir süreçte partimin daha çok tartışılmasını istemediğim. Büyükşehire atıfta bulunduğunu tahmin ediyorum. Eleştirmesinde sakınca yok ama öneriniz varsa onu da söyleyin. Öneri noktasıdır danışma kurulları. Çok şık bulmadım” diye konuştu.

CHP Konak İlçe Danışma Kurulu Sabahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya CHP İzmir  Milletvekilleri Tacettin Bayır, Kani Beko ile Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, İzmir eski Milletvekili Musa Çam, İzmir eski İl Başkanı Kemal Karataş, Konak eski İlçe Başkanı Şakir Başak, İzmir İl Başkanı Yardımcıları;  Mehmet Türkbay,  Leman Tunus, PM üyeleri, belediye meclis üyeleri ve partililer katıldı.

ÇAĞRI GRUŞÇU, ‘YERELDE NE KADAR BAŞARILIYIZ?’ DİYE SORDU

Aytekin Tunus’un salonu terk etmesine neden olan İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu konuşmasında, önümüzde yerel seçimler olduğunu vurgulayarak, yerelde ne kadar başarılı olunduğunun sorgulanması gerektiğini söyledi. Gruşçu, “ Önümüzde yerel seçimler var. Genelden- yerele indirgeyelim. Yerelde ne kadar başarılıyız? Gerçekten halka umut olabildik mi?  Yerelde hedeflerimize ulaşabildik mi? Ulaşım master planı yaptık ama ulaşımda halka nefes aldırabiliyor muyuz? Sadece trafik mi? Bisikletli ve yayalara çözüm sunabildik mi? Ekonomik ve sosyal anlamda yeterince insanlara el uzatabildik mi? Dikey ve yatay mahalleleri birbiriyle kucaklaştırabildik mi? Önümüzde ciddi bir tehdit olarak duran Kent Yoksulluğu kavramını bitirebildik mi? Bölgesel gelir adaletsizliklerini ortadan kaldırmak için ne yaptık? Yüzülebilir körfez hedefi, insanları deniz kenti olan İzmir’de denizle buluşturabildik mi? Herkese ve her kesime hemşehrilik kavramını aşılayabildik mi? Aidiyet oluşturabildik mi? Mevcut iktidar politikaları noktasında imar politikaları ve kentsel dönüşümü yerinde ve sağlıklı yerine getirebildik mi? Deprem master planı. İzmir afete hazır mı? Acil eylem planımız hazır mı? Uluslararası kentsel sözleşmeleri belediyelerimizde uygulayabilmiş miyiz? Yoksa çalakalem belediyecilik mi yapmışız?” diye konuştu.

GRUŞÇU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİ DE HEDEF ALDI

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Basmane Çukuru’nda yapılan ve büyükşehir belediyesi hizmet binasının da içinde bulunacağı Folkart tarafından yapılan projeyi de kast eden CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, “İzmir’in doğal ve ekolojik dengelerini koruduk mu yoksa bozacak planlarına çanak mı tuttuk? Sermaye gruplarıyla olan ilişkilerde bir orkestra şefi gibi mi davranmışız yoksa kenti sermayenin eline mi teslim etmişiz, sen çal sen oyna mı demişiz?” diye sordu.

YARIMADA KALKINMA HEDEFLERİNDE NEREDEYİZ DEDİ VE SIRALADI…

“STK’lar, meslek örgütleri, gönüllü kuruluşlar ile nasıl ilişkiler kurduk? Ortak akıl ve uzlaşı vurgusu…  Kent konseyleri üzerinden katılımcı demokratik anlayışı getirebildik mi? Kentimizdeki sorun yumağı haline gelen ÇED ve plan süreçlerinin çözümü için yeterince samimi olduk mu? Yoksa siyasete mi alet ettik? Profesyonel ve amatör spor kulüplerimize yeterince sahip çıkabildik mi? Genç ve yeni sporcu yetiştirip ihraç edebildik mi?” diyen CHP Konak İlçe Başkanı Gruşçu’nun getirdiği diğer eleştiriler ise şu şekilde oldu:

“Kentin çeperlerinde çocuklarımızı uyuşturucu ve suç batağından kurtarmak için ne gibi sosyal projeler uyguladık? Onları sporla, sanatla ve eğitimle buluşturabildik mi? Bu şehirde henüz tanılanmamış 300 bin üstün zekalı çocuğa sahip çıkabildik mi? Onlar için projeler üretebildik mi?  Bu şehirde yaşayan 400 bin engelliye sahip çıkabildik mi? İzmir’i inovasyon ve ar-ge’de büyüyen ve gelişen kentler arasına sokabildik mi? Kentsel ve tarihsel alanlarımızı yeterince koruyup peyzaj özelliklerine sahip çıkabildik mi? Kentin kültürel ve tarihsel zenginliklerini uluslararası ölçekte tanıtabilecek projeler geliştirebildik mi? Kadifekale, Agora, Roma Antik Tiyatrosu, Tarihi Kemeraltı Çarşısı, Damlacık Roma su yolu, Bergama Asklepion, Saint Polycarp, Dario Moreno, Galenos, Herakles. Victor Hugo’nun prenses dediği bu şehir.

300 gün güneş alan bir liman kenti olma kimliğiyle 3-3,5 saat havayolu uçuşuyla, kentin turizmde 12 ay boyunca aş kaynatan ve dünyada herkese ulaşan bir kent haline getirebildik mi? Bir fuarlar ve kongreler kenti olan İzmir’in bu kimliğini geleneksel ve çağdaş fuarcılık akımlarının etkisiyle büyütebildik mi? Yarımada kalkınma hedeflerinde hangi noktadayız ve hedefe ulaşabildik mi? Aynı şekilde yoksulluğu ortadan kaldırabilmek için yarımadaya verilen desteği yatay bölgelerimizde de verebildik mi?; Gelir adaletsizliğini azaltabildik mi? Üreten ve geleceğe katkı sunmak isteyen nitelikli gençlerimize bu kentte hayallerini gerçekleştirebilmeleri için yeterince destek olabildik mi? İstihdam olanaklarını arttırıp katma değeri yüksek projelerini destekleyebildik mi? Belediyelerimizi sadece finansal bir kurum olarak mı yönettik? Yoksa belediyeciliği halk için yapan finansımızı halk için kullanan? Vatandaşa müşteri gözüyle bakmayan?”

ROMANLARIN SORUNLARINA KULAKLARIMIZI MI TIKADIK?

Konak İlçe Başkanı Gruşçu’nun getirdiği diğer eleştiriler içinde Roman vatandaşların konut, istihdam, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerle ilgili sorunlarda ne kadar başarılı olunduğu hakkında oldu. Gruşçu, bu konudaki eleştirilerini ise şöyle sıraladı:

“İzmirlilerin çevresel etkilerden kaynaklı halk sağlığını yeterince koruyabildik mi yoksa bu konulara kulaklarımızı mı tıkadık? Roman hemşehrilerimizin konut, istihdam, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetle ile ilgili sorunlarına dertlerine derman olabildik mi, eylem adımlarına katıldık mı? İzmir’in kültür sanat yaşamını geliştirebildik mi? Örneğin şehir tiyatroları  vesaire. Herkes için suyun ve sıhhi koşullarının erişilebilirliği ve sürdürülebilir yönetimini güvence altına alabildik mi? Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi için ne gibi projelere imza attık? BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Evrensel Beyannamesi – 17 madde. Floransa Sözleşmesi (Peyzaj Sözleşmesi)”

20 YILDIR İKTİDARIZ, SOSYAL DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZI YANSITABİLDİK Mİ?

“Konak ilçemizi ne kadar büyütebildik? İzmir’in başkentini gerçek bir marka haline getirebildik mi? Her şeyden önce burada yaşayan vatandaşlarımızın aidiyet hissedebildiği ve gururla ‘ben Konaklıyım’ diyebildiği bir anlayışı hakim kılabilmiş miyiz?” diyen CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, açıklama ve eleştirilerini şöyle sürdürdü:

“20 yıldır iktidardayız ama sosyal demokrasi anlayışımızı yansıtabildik mi aşılayabildik mi insanlara? Kendi kadrolarımızı yaratıp koruyabildik mi? Şimdi konuşulması, sorulması ve düşünülmesi gerekenler bunlardır. Ahmet olsun Mehmet gitsin değildir. Bir döneme damga vuran yönetim kadrolarımızda gençler vardı. O umudu yeniden yaratmak ve yeşertmek zorundayız. Sözlerime Mustafa Kemal’in 4. Kurultaydaki alıntısıyla son vereceğim. “Türk ulusu kendisine hizmet edenleri, sürel bir surette, değerlemiş ve onlara ünvermiştir. Son saylav seçiminde Partimizin ulusun güvenini kazanması bize, çalışmamızda yeniden büyük şevk ve kuvvet vermiştir. Ulusa hizmet yolunda bütün varlığımızla çalışmak, parti üyelerinin bozulmaz andıdır.”

SEMA PEKDAŞ DA KURULDA KONUŞTU

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da yaptığı konuşmada örgüt mensuplarına umutlarını kaybetmeme çağrısı yaptı.

PEKDAŞ: SÜREÇ BİZİ BİRBİRİMİZE DÜŞÜREN BİR HALE GELDİ ANCAK..

Son seçimlere göre Türkiye de her dört kişiden birinin CHP’ye oy verdiğini hatırlatan Pekdaş, “Seçimi geçirdik ve danışma kurulundayız. Bu süreci kampanya dönemi ve seçimden sonra olarak ikiye ayırmak lazım. Coşkulu bir kampanya dönemi geçirdik ve umudumuz yüksekti. Ama sonrasında süreç parti içinde bizi birbirimize düşüren bir hale geldi. Oysa umutsuzluğa düşmememiz gerekiyor. Yeniden hamleler yapmamız lazım. Dolar 5.50’ye yükseldi. Üniversite sınavında 40 bin öğrenci 0 çekti. Ülkede yoksulluk aldı başını gidiyor. Biz enseyi karartmadan, Türkiye’nin umudu olmayı devam edeceğiz. Birbirimizle omuz omuza dayanışma içinde olmalıyız. Önümüze yeni hedefleri koyarak, yurttaş kimliği yaratmak için kararlılıkla yola devam etmeliyiz. Gün bir birimizi itham etme günü değil, enseyi karatma günü değil. En kötü halimizle bile dört kişiden bir kişi bizimle birlikte. Bir kişi hep yanımızda olmaya hazır. Biz örgütlü olursak, biz birarada durabilirsek, meydanı boş bırakmazsak, Türkiye’yi karanlığa götüren bu yasaları da çıkaramazlar. Bu umut bu şehirde var. Birlikte başarabiliriz” dedi.